Ruj veya mat, dudaklara renk ve doku uygulamak için kullanılan, pigment, kahve, yağ, balmumu ve cilt yumuşatıcılar içeren kozmetik bir üründür. Farklı ruj türleri yapılır. Yüz, rujun en kötü bileşenlerinden biridir. Bu madde esas olarak vücudun sinir sistemini etkiler ve aynı zamanda hormonal sisteme de zararlıdır. Araştırmalara göre rujun dudakları ve çevresindeki cildi etkilediği tespit edildi. Diğer yan etkiler arasında kuru ve çatlamış cilt gözenekleri ve dudakları bulunur. Rujun içindeki bazı kötü maddeler kanserojendir. Ayrıca ruj az miktarda toksik ağır metal içerir. Araştırmacılar, çok fazla ruj kullanan kadınların alüminyum, kadmiyum, krom ve magnezyum gibi elementlerin günlük limitinden fazlasını aldıklarını buldu. Dolayısıyla bu elementler zamanla vücutta birikerek zehirlenmelere neden olur.
Günümüzde kullanılan birçok kozmetik ürünü gibi ruj da bir laboratuvar kimyasalıdır. Kompozitin her bir bileşeni belirli bir amaç için kullanılır ve karmaşık bir bileşime sahiptir. Ana maddesi hint yağı ve balmumu türlerinin bir karışımıdır. Tereyağı, kakao, lanolin (veya yüz kremlerinde ve kozmetiklerde kullanılan yün yağı), mineral yağ, prolaktum (ham petrolden elde edilen kokusuz, tatsız bir yağ) ve kimyasalların yanı sıra. Farklı şekillerde kullanılır. Renk, gerçek bir renk yaratmada çok önemli bir rol oynar.
Yağ ve balmumu birlikte eritilir ve boyalar bir öğütücü ile karıştırılır, ardından tüm kütle tekrar eritilir ve sertleşinceye kadar kalıba dökülür.
Rujların formülasyonu basınç altında yumuşayacak ve dudaklarda kullanılabilecek şekildedir.
Kadın kozmetiğinin kullanımı çok eskilere dayanmaktadır, muhtemelen Batı kaynaklıdır ancak bölge döneminde Mısır’da en yüksek gelişimine ulaşmıştır. Yaklaşık 6000 yıl önce Mısır çeşitli kozmetik ürünleri kullanıyordu.
Mısır’ın eski kraliçesi Kleopatra, kozmetik kullanımını zirveye taşıdı. O zamanlar en çok gözlere dikkat ediliyordu. Saray hanımları gözlerin alt kısmını yeşile boyayıp, göz kapaklarını, kirpiklerini ve kaşlarını kararttılar. Kına ayrıca tırnakları, ayakları ve avuç içi boyamak için de kullanılır.
İncil’de kadınların kozmetik kullanımına dair atıflar var. Örneğin, İsrail Kralı Yahveh MÖ 9. yüzyılda İsrail’e geldiğinde Fenikeli bir kadın olan Jezebel yüzüne makyaj yapmıştı.
Nero’nun Roma’daki hükümdarlığı döneminde kozmetik ve parfümler oldukça popülerdi ve bunların bazı kozmetik ürünleri şöyleydi:
Muhtemelen çağımızın rujları olan cilt beyazlatmak için tebeşir, göz kapakları için renklendirici, göz kapakları için allık, yanaklar ve dudaklar, leke ve tartarı önlemek için dudak koruyucu olarak yulaf ezmesi ve tereyağı kullanın. Ayrıca dişlerini beyazlatmak için saçlarını yıkamak için bir çeşit sabunları vardı.
Mercan dudak balsamı: Yüzün doğal görünmesini sağlamanın yanı sıra. Bu dudak balsamını kullanmak aynı zamanda yüze renk ve ruh katar. Mercan beji ruj: Partiler ve akşam toplantıları için uygun renk. Çuha çiçeği pembesi ruj: Kızlara da çok yakışan bir renk. Garnet kırmızısı ruj: Yüzü çok güçlü ve taze yapan bir renk. Sıcak pembe ruj: Dudakları ön plana çıkaran bir renk. Macenta ruj: Yumuşak dokulu taze renk. Şeftali dudak balsamı: Kadınların en çok kullandığı renklerden biridir. Ahududu ruju: Yanakları soluk kırmızı ve pembe yapan bir renk. Mat ruj: güzel renk ve tüm gün için uygundur. Soluk pembe ruj: Pembenin en güzel tonlarından biridir ve bu rengi kullanan kadınlar bir zambak kadar güzel olurlar. Libstick Mercan Kırmızısı: Kırmızı ve mercan renklerinin birleşiminden elde edilen bir renk olup kadınların en sevdiği renklerden biridir. Erik kırmızısı ruj: Erik kırmızısına çok yakın olan bu renk mat yüzlere hayat verir. Trabzon hurması kahverengi ruj: Kahverengi ve hurma renklerinin birleşiminden elde edilen bu renk harika bir rujdur. Çeçen ruju: Bu renk en güzel renklerden biridir ve açık veya soluk renklere uygundur. Kırmızı-kahverengi ruj: Bu renk, kırmızı ve kahverenginin birleşiminden oluşur ve orta yaşlı kadınlara uygundur.